Viyana'dan bir ilkokul öğretmeni, 9 yaşındaki bir çocuğun (!) "sebepsiz yere ayağa kalktığını, pantolonunu indirdiğini ve ... mahrem yerlerini ortaya çıkardığını söylüyor… Bir başka öğretmen ise, “Suriyeli bir Kürt çocuk 13 yaşında sadece iki yıl okula gitmiş ve kendi dilinde tek bir kelime bile yazamıyor” diyor…
Viyana’da göçmen çocuklarının eğitimi noktasında yetersizliklere dikkat çekmek isteyen öğretmenlerin dile getirdikleri tecrübeleri, Avusturya’da entegrasyon politikalarının başarısızlığına vurgu yapıyor.
Viyana'dan bir ilkokul öğretmeni, 9 yaşındaki bir çocuğun (!) sebepsiz yere ayağa kalktığını, pantolonunu indirdiğini ve ... mahrem yerlerini ortaya çıkardığını anlatıyor. Öğretmen, bu kadar üzücü olmasaydı komik olurdu diyor. “Bunu kötü niyetle değil, evde kimse ona bunun mümkün olmadığını öğretmediği için ve zaten söylediğim tek kelimeyi anlamadığı için yapıyor."
Öğretmen "veda mektubu" yazdı
Bir başka öğretmen daha havlu atıyor ve 4 Ocak'tan itibaren geçerli olmak üzere Viyana Eğitim Müdürlüğü'ne istifasını sundu.
"Veda mektubunda" şöyle yazıyor: "Tüm okul sistemi çöküşün eşiğinde. DF sınıfım (Almanca destek sınıfı ) on farklı ülkeden gelen ve dokuz dil konuşan, çoğu savaş travması geçirmiş 15 çocuktan oluşuyor. Yardım mı? Hiç yok. Takım öğretmeni yok, anadil öğretmeni yok. 55 yaşındayım ve kariyerimi değiştirdim. Pes ediyorum."
Anne Almanca konuşamıyor, baba gelmiyor
"Suriyeli bir Kürt çocuk 13 yaşında sadece iki yıl okula gitmiş ve kendi dilinde tek bir kelime bile yazamıyor. Böyle birini Almanca telafi sınıfına koymak delilik. Onun haftada üç saat psikoterapi ve sosyal terapiye ihtiyacı var. (...) Sırbistan'dan gelen çocuklarım var, Hintli bir kız, Pakistanlı bir kız, 11 ve 12 yaşlarında iki Arap ve 12 ve 14 yaşlarında iki Afgan kardeş, büyük davranış sorunları var. Henüz 30 yaşında olan ve hiçbir deneyimi ya da sosyo-eğitimsel eğitimi olmayan genç halefimin nasıl başa çıkacağını görmek için sabırsızlanıyorum."
Benzer şekilde, yukarıda alıntılanan VS öğretmeni: "Önümde soyunan çocuğun babası ya da annesiyle konuşmak istedim. Anlamsızdı. Anne Almanca bilmiyor, tercüman yok, baba gelmiyor. Bu yüzden çocuğu kendim öğretmeye çalıştım. Benim 20 yıllık mesleki deneyimim var ama şu anda yeni başlayan çocuklar için üzülüyorum."
MS öğretmeni: "ne yazık ki, okul sistemimiz, çok sayıda sorun ve travmatize olmuş çocukların bulunduğu destek sınıflarındaki ihtiyaçları tamamen görmezden geliyor, aynı zamanda bu tür sınıflara destek olmadan tek başına yerleştirilen öğretmenlerin ihtiyaçlarını da görmezden geliyor. Bu nedenle yeni öğretmenleri mesleklerini devam ettirmeleri çok kolay olmayacak. Artık 55 yaşındayım ve kendimi bu muazzam stres ve aşırı yükün altına sokmak zorunda değilim."
Her iki vaka da Viyana'daki okullarda geçiyor. Biri şehrin kuzey doğusunda, diğeri ise tam tersi güney batı ucunda. Ve her ikisi de öğretmenlerimizin değil, entegrasyon politikalarının başarısızlığını kanıtlıyor.| ©DV Avrupa Medya