Günümüzde çoğu kişi, alışverişlerini banka kartıyla yapmanın kolaylığından faydalanıyor. Ancak arka planda işler pek de masum ilerlemiyor. Dijital ödemelerin ekonomik etkisi düşündüğümüzden çok daha büyük olabilir. İşte bunun çarpıcı bir örneği:
Elimizdeki 50 Euro’luk bir banknotla bir restorana gidiyoruz ve akşam yemeğimizi ödüyoruz. Restoran sahibi aynı parayla oto yıkamaya borcunu ödüyor. Oto yıkamacı, bu parayla berberde saç tıraşı oluyor. Berber ise markete gidip alışveriş yapıyor. Bu süreçte 50 Euro, elden ele geçerek sayısız kişiye hizmet ediyor. Nakit para, her kullanımda değerini koruyor, herkesin ihtiyacını karşılıyor ve bankaların bu işlemlerden kazancı sıfır oluyor.
Ancak işler banka kartıyla değişiyor. Her dijital ödeme, yüzde 2,5’e kadar çıkan işlem ücretleriyle birlikte geliyor. Restoran kartla alınan ödemenin %2,5’unu bankaya veriyor. Oto yıkamacı aynı şekilde ödüyor, berber de... Her adımda bankalar bu işlemlerden küçük ama düzenli komisyonlar alıyor. Bu durum zincirleme şekilde devam ettiğinde, sadece 36 dijital işlem sonrası elimizdeki 50 Euro’nun sadece 5 Euro’su kalıyor. Kalan 45 Euro sessizce bankaların kasasına gidiyor.
Üstelik bir banka kartının aylık ortalama kullanım maliyeti 2,25 Euro. Yani hesabınızda 50 Euro varsa ve bir ay boyunca harcamadan sadece kartınızda tutuyorsanız, ay sonunda elinizde kalan değer yalnızca 47,75 Euro oluyor.
Bu ekonomik tabloda nakit para, sadece basit bir ödeme aracı değil; aynı zamanda mali özgürlüğün de simgesi hâline geliyor. Dijitalleşmenin sunduğu kolaylıklar göz ardı edilemez ama unutmamak gerekir ki her kolaylık bir bedel getirir.
Nakit hâlâ kral!
Haber Avrupa Medya
#NakitKraldır #DijitalPara #BankacılıkSistemi #Ekonomi #GizliKomisyonlar #NakitÖnemlidir #Alışveriş #ParaYönetimi #AvrupaMedya #BilinçliTüketici