Terör saldırısında polisin hayatını kurtaran göçmene, terörist şüphesiyle vatandaşlık verilmiyor
2 Kasım 2020'de Viyana'da düzenlenen terör saldırısı esnasında vurulan bir polis memurunun hayatını kurtaran Filistinli Usame Ebu El Hüsna, istihbaratın Viyana göç dairesi MA 35’e gönderdiği rapor yüzünden Avusturya vatandaşlığı verilmiyor.
21 Aralık 2022 tarihli Viyana Eyaleti Göç ve Vatandaşlıktan Sorumlu Belediye Dairesi [MA 35] kararına göre, "polis kurtarıcısı" ve "terör gecesinin kahramanı" olarak tanınan Usame Ebu El Hüsna'ya Avusturya vatandaşlığı verilmesi "şu anda mümkün değil".
Reddin, Viyana Eyalet Anayasayı Koruma ve Terörizmle Mücadele Dairesi [LVT Viyana] tarafından hazırlanan birkaç satırlık bir raporun ardından geldiği söyleniyor.
İstihbarat [LVT Viyana] , 25 yaşındaki Usame Ebu El Hüsna’yı, Avusturya’nın terör örgütü olarak gördüğü Hamas grubu ortamında görünmeye devam etmekle suçluyor. Bu nedenle vatandaşlık verilmesi, “Avusturya Cumhuriyeti'nin kamu güvenliği için önemli bir tehdit” teşkil edecektir deniyor.
2013'ten beri Avusturya'da mülteci olarak tanınan Filistinli Usame Ebu El Hüsna, 2 Kasım 2020'de Viyana'da düzenlenen terör saldırısı esnasında, saldırgan tarafından vurulan bir polis memurunun hayatını kurtarmıştı. Usame Ebu El Hüsna, vurulan polis memurunu tehlike bölgesinden çıkarıp sağlık ekiplerine götürdü.
Açıklamada, Graz savcılığı Usame Ebu El Hüsna'nın Kasım 2020'de İslamcı çevrelere yönelik tartışmalı büyük ölçekli baskın olan Luksor Operasyonu'nun bir parçası olarak farkına vardı dendi. “Terör örgütü Hamas ile bağlantısı olduğu söylenen bir yardım kuruluşunda çalıştığı tespit edildi” diye eklendi.
Ancak Graz Bölge Mahkemesi, Usame Ebu El Hüsna ve suçlanan yardım kuruluşu aleyhindeki soruşturmaları Eylül 2022'de zaten durdurmuştu.
Avukatı eski SPÖ Milletvekili Muna Düzdar, MA35'in kararını eleştirerek, Avusturya cumhuriyetine karşı resmi sorumluluk davası açılacağını belirtti.
Viyana Eyalet Anayasayı Koruma ve Terörizmle Mücadele Dairesi [LVT Viyana] raporunun tamamen keyfi olduğunu söyleyen Muna Düzdar, “Bunlar hiçbir dayanağı olmayan asılsız iddialardır. Bu prosedür hukukun üstünlüğü açısından çok şüphelidir" diye konuştu. | ©DV
