Suriye'nin Şam kenti yakınlarında bulunan ve yerin altına katlarca inşa edilmiş Saydnaya Hapishanesi, Beşar Esad rejiminin baskıcı ve insanlık dışı politikalarının bir sembolü olarak tarihe geçti. Bu hapishane, fiziksel işkencelerin yanı sıra psikolojik eziyetin bir merkezi haline gelmiş durumda.
İşkence ve Zulüm
Saydnaya Hapishanesi'nde mahkumlar, adeta insanlık dışı şartlarda hayatta kalmaya çalışıyor. Ayaklarında prangalarla yerin katlarca altında tutuluyorlar. Gardiyanların, tutuklulara uyguladığı şiddet yöntemleri arasında elektrik şoku, tırnak sökme ve aç bırakma gibi korkunç yöntemler bulunuyor. Mahkumlar, genellikle küçük ve karanlık hücrelerde, temel yaşam ihtiyaçlarından mahrum bırakılarak ölüme terk ediliyor.
Toplu İnfazlar
Saydnaya, sadece işkencenin değil, toplu infazların da bir merkezi. Haftalık infazlar düzenleniyor ve bu süreçte mahkumlar, herhangi bir adil yargılama olmaksızın ölüme gönderiliyor. İnfazların ardından cesetler, gizlice hapishane dışına taşınıyor.
Bir Rejimin Silahı: Korku
Esad rejimi, Saydnaya gibi yerlerdeki uygulamalarıyla sadece muhalifleri değil, tüm halkı sindirmeyi amaçlıyor. Bu baskıcı politika, rejimin korku üzerine inşa edilen yönetim anlayışının bir yansıması. Suriye'deki iç savaş sırasında bu hapishaneler, rejim tarafından en büyük silahlardan biri olarak kullanıldı.
Sonuç
Saydnaya Hapishanesi, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu tür olayların unutulmaması ve kurbanların adalet bulması, uluslararası toplumun ve insan hakları savunucularının en büyük sorumluluğudur.
#AvrupaMedya