Kendi çocuklarını öldüren anne ve babanın davası görüldü
Avusturya’da bebeği şiddetli sarsıntı travması nedeniyle ölen anne hakkında mahkeme karar verdi. Mahkeme bebeğin babasını da suçlu buldu.
Geçen sonbaharda bebeği şiddetli sarsıntı travması nedeniyle ölen anne hakkında verilen kararda, asli fail olarak suçlu bulunan 20 yaşındaki anne 16 yıl hapis cezası aldı. Çocuğun babası ise on iki yıla mahkum edildi.
Davanın üçüncü gününde jüri, henüz yedi haftalıkken annesi tarafından sarsılarak öldürülen küçük Elias'ın davasında çarşamba günü öğleden sonra kararını verdi. Uzman görüşüne göre, çocuk ağır beyin yaralanmaları nedeniyle öldü.
Henüz kesinleşmemiş olan karara göre bebeğin annesi bir adli-terapi merkezine yerleştirilecek. Sanıkların avukatları düşünmek için süre isterken, savcı herhangi bir açıklama yapmadı.
Ebeveynler birbirlerini suçladı
Çocuğun annesinin suç işlendiği sırada 21 yaşından küçük olması ve kendisine kişilik bozukluğu teşhisi konmuş olması jüri tarafından hafifletici bir faktör olarak değerlendirildi.
Salzburg savcısı anneyi doğrudan fail, babayı ise ihmal yoluyla katkıda bulunan fail olarak suçladı. Yedi haftalık çocuğun ebeveynleri cinayet suçlamasını reddetti. Diğerinin küçük çocuğu istismar ettiğini belirtmişlerdir. Anne son olarak erkek arkadaşının çocuğu istismar etmesini engellemek için bir şeyler yapabileceğini söyledi.
25 yaşındaki adam Salı günü suç ortaklığını kabul etti. Annenin istismarını gözlemlediğinde ve daha sonra çocuğun içmeyi bıraktığını fark ettiğinde bir doktor çağırmayarak bakım görevini ihlal etmişti.
Haftalar boyunca ağır istismar
İddianameye göre, çocuk 22 Ekim'de sarsılmış ve ayrıca yedi ila on kez tokatlanmıştır. Savcı Elena Haslinger, çocuğun oksijen yetersizliği nedeniyle beyin zarında ve beyninde meydana gelen ağır yaralanmalar nedeniyle öldüğünü söyledi. Bebek ayrıca Eylül sonundan 21 Ekim'e kadar daha uzun bir süre boyunca annesi tarafından şiddete maruz bırakılmıştır.
Savcı, kadının "kötü bir gün geçirdiğinde" oğlunun yüzüne elinin düz kısmıyla birkaç kez vurduğunu, onu sarstığını ve maviye dönene kadar boğduğunu açıkladı. Kadın çocuk sahibi olmak istememiş, annelik duygusundan bunalmış ve bebeğe dokunmayı, onu yıkamayı, bezini değiştirmeyi ya da beslemeyi reddetmiştir. Ayrıca bebek ağladığında da agresif tepki vermiştir.
O sırada erkek arkadaşı şiddet eylemlerini fark ettiği, ancak bir baba olarak görevi olmasına rağmen oğlunu korumak için hiçbir şey yapmadığı için, ihmal yoluyla katkıda bulunmakla suçlanmıştır.
Uzman zihinsel bozukluk tespit etti
Mahkemece onaylanmış bir uzman, annenin önemli bir kişilik bozukluğu ve empati eksikliği olduğunu tespit etmiştir. Psikiyatrist, bir adli-terapi merkezine kabul edilmesini tavsiye etmiştir.
Duruşmanın başında, 20 yaşındaki anne kendisine yöneltilen suçlamaların doğru olmadığını açıklamıştır. Oğlunu hiç dövmemiş ve onu hiç istismar etmemişti. Söz konusu eylemler o sırada çok sahiplenici ve kıskanç olan ve onu da döven erkek arkadaşı tarafından gerçekleştirilmişti. Müdahale etmeye çalışmış ancak her seferinde yüzüne darbe almıştı. Mahkeme başkanı tarafından oğluyla ilgili her şeyi doğru yapıp yapmadığı sorulduğunda, "Hayır, ona yardım etmedim" diye itiraf etti.
Sanığın kendisi de kız arkadaşının bebeğe karşı sevgisiz olduğunu anlatmıştır. Onunla ilgilenmiş, her zaman biberonunu hazırlamış ve onu yıkamış. Yanlış bir şey yapmıştı ama çocuğa asla zarar vermemişti. Çocuğun içmeyi bıraktığını fark ettiğinde doktor çağırmak zorunda kalmıştı. Çocuk yatakta cansız yatarken acil servisi aradı. Ancak çocuğun yardım alabilmesi için artık çok geçti.| ©DV Avrupa Medya