ATV ekranlarında Müge Anlı ile Tatlı Sert programında gündeme gelen olay, izleyenleri hem şaşırttı hem de öfkelendirdi. Naciye isimli bir kadının kendisini “14. melek” olarak tanıtıp, İsmail isimli vatandaşı “Senin içinde Hz. Hamza’nın ruhu var, baban ise Hz. Muhammed’in babası Abdullah’ın beden bulmuş hali” diyerek kandırdığı ortaya çıktı. Bu akıl almaz sözlere inanan İsmail ve ailesi, ellerindeki tüm mal varlıklarını satarak Naciye’ye teslim etti.
İddialara göre Naciye, kendisine kutsal bir görev yüklendiğini iddia ederek İsmail’i ve ailesini sözde bir manevi görevle etkisi altına aldı. Bu süreçte sadece evler satılmakla kalmadı, yılların birikimi, alın teri de Naciye’nin ellerine geçti. Aile, yaşadıkları bu büyük aldatmacayı ancak her şeylerini kaybettikten sonra fark etti.
Cahil Olmak Artık Masum Değil!
Yaşananlar, Türkiye’de hâlâ nasıl bu kadar kolay kandırılabildiğimizin, sorgulama yeteneğimizi nasıl kaybettiğimizin acı bir göstergesi. Düşünmeden, araştırmadan, sadece birinin ağzından çıkan sözlerle “sen seçilmişsin” masalına inanıp evini veren bir kişinin, artık sadece mağdur değil, aynı zamanda sorumsuz olduğu da açık.
Bu çağda hâlâ “melek oldum, ruh senin bedeninde” gibi akıl dışı cümlelerle insanların kandırılabiliyor olması, toplumun sorgulama gücünün ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. İnanç elbette kutsaldır ama her söylenene inanmak, artık cehalet değilse nedir?
Program sunucusu Müge Anlı da yaşananlara sert tepki gösterdi:
“Maneviyatı istismar edenlere kızıyoruz ama onlara inananlara da artık hesap sormalıyız. Bu kadar kolay inançla kandırılmak, bir noktadan sonra akılsızlık olur.”
Sahte Melek, Sahte Görev, Gerçek Felaket
İsmail’in canlı yayında gözyaşları içinde yaptığı açıklamalar, bir ailenin nasıl sistematik şekilde inanç sömürüsüyle çökertildiğini gözler önüne serdi. Sadece mal değil, yılların güveni ve hayatı da bu dolandırıcılıkla yıkıldı. Üstelik olay tek kişilik değil; çevredeki birçok kişi bu sahte manevi düzenin parçası haline getirilmiş durumda.
Savcılığa yapılan suç duyurusuyla birlikte Naciye hakkında adli süreç başlatılırken, olay toplumda büyük tartışmaları da beraberinde getirdi.
“Böyle bir yalanla evini satmak nedir?” sorusu, sosyal medyada gündem oldu.
Bu olay bir kez daha gösterdi ki, kutsal kavramlarla oynayan dolandırıcılardan korunmanın tek yolu; bilgi, bilinç ve sorgulamadan geçiyor. Çünkü bu çağda hâlâ böyle masallara inananlar olduğu sürece, bu dolandırıcılar asla bitmeyecek.
haber Avrupa Medya