1964 yılında Türkiye-Avusturya iş gücü anlaşmasına en vefalı kalan aslında ne misafir işçiler ne de Avusturya’nın dönemsel hükümetleri oldu… Vefa, Avusturya halkı tarafından sonradan fark edildi. Bir değer vicdanlarda yer edindi ve oradan bize toplumsal yaşamda genişleyen alanlar olarak geri döndü…
Avusturya Başbakanı Karl Nehammer [ÖVP] 2023 göç sorununu ele alırken, bugün ülkeye önemli değerler katmış ve kimilerinin Avusturya vatandaşı olarak doğduğu göçmen kökenlilerin, Avusturya’ya misafir işçi olarak gelen dedelerinin ülkede kalmalarını “hata” olarak nitelendirdi.
Nehammer’in bu değerlendirmesi kendi içerisinde çelişkiler barındırmasının yanı sıra, göçmenlere karşı da büyük bir vefasızlığın dışa yansımasıdır.
“Misafir işçilerin getirildiği 64 ve 70’li yılların hatalarını tekrarlamak istemiyoruz” diyen başbakan, misafir işçicilerin geri gönderilmemesinin doğurduğu sorunlara atıfta bulunarak, “beklenenin aksine entegrasyon sorunu da dahil olmak üzere, sorunlarla burada kaldılar” ifadesini kullandı.
Ancak Avusturya halkının vicdanı başbakan kadar katı değildi. Nazi istilası ve ikinci dünya paylaşım savaşında bitap düşen ülkeyi, yeniden kendi dinamikleriyle ayağa kaldırmada el atan misafir işçileri yok saymak, “kör gözleri gördüğünde ilk sopasını atarmış” deyiminin acımasız gerçekliğini misafir işçilere göstermesi demektir.
Öte yandan, Halk Partisi [ÖVP] Lideri ve Başbakan Karl Nehammer’in söylemlerinde yatan ironi ise, bahsettiği 60 ve 70’li yıllarında ülkeyi yine kendi partisinin yönetmesidir. Josef Klaus [ÖVP], 1964’ten 1970’e kadar Avusturya Şansölyesiydi.
Yatsınamaz gerçekler…
Der Virgül’ün araştırma makalelerinde yer alan verilere göre, Viyana’daki girişimcilerin yüzde 40’ı göçmen kökenli.
[Avusturya Ticaret Odası’na göre, ülkede yaklaşık 119.000 göçmen kökenli neredeyse üçte biri kendi şirketinin patronu. Özellikle Viyana’da 125 bin girişimcinin yaklaşık yüzde 40’ı yabancı kökenli. On yıl önce yüzde 30 civarındaydı.
Avusturya İstatistik Kurumu verilerine göre, Avusturya’nın iş piyasası istatistikleri, sırayla, Avusturya’daki yaklaşık 390.000 serbest meslek sahibi insanın yaklaşık yüzde 21’inin göçmen olduğunu ve yüzde 18’in ise ilk nesil olduğunu gösteriyor.
Buradan da görüleceği gibi, başbakanın hata diye nitelediği misafir işçilerin devamı, ülke ekonomisinde “hata” olarak değil “artı” olarak gösteriyor.
Ya Avusturya’da göçmenler olmasaydı?
Başarısız politikaların, sosyal kesintilerin, işsizliğin ve birçok şeyin tek suçlusu olma özelliğine sahip olan göçmenler, aynı zamanda bu siyasetlerin varlık nedenidir. Avusturya Başbakanı Karl Nehammer’de göç ve göçmen konusundaki başarısızlıklarını bu kez geçmişin üzerine atmış ancak, göçmen “suçlu olma özelliğini” yine kaybetmemiş, dedesi üzerinden dışlanmışıdır.
Göçmenler olmadan Avusturya’yı hayal edebilir misiniz?
Ya da göçmen-siz bir Avusturya hayal etmek ne işe yarar?
‘’Avusturya onlarca yıldır bir göçmen ülkesi, Avusturya demografik sebeplerden dolayı göçe ihtiyaç duyuyor.’’ diyordu, Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen.
Avusturyalı olmanın etnik bir içerik taşımadığı, yani tek bir etnik kimlik olarak kabul görülemeyecek kadar çeşitliliğe sahip. Evlilikler üzerine kurulmuş bir imparatorluğun mirasçıları olan Avusturyalılar, kendilerini her ne kadar etnik bir kimlik etrafında birleşmiş görseler de bu aslında siyasal birliktir. Bu nedenledir ki 19. Yüzyılın başlarında Viyana’daki Çek tuğla işçileri, bugün Viyana’nın yerlileri olmuştur. Bu şu anlama geliyor; bir elli yıl sonra, başbakanın hata olarak gördüğü misafir işçilerin torunları, sadece göçmen kökenli Avusturya vatandaşı değil, direk Avusturyalı olarak nitelenmesidir.
Başbakan, AB ülkelerinde yaşanan sığınmacı krizine popülist yaklaşımı, ülkede yaşayan yaklaşık iki milyon göçmen kökenlilerin yarattığı değerlere ihanet olarak görülmelidir.
Araştırmalar, Avusturya’nın nüfusunun sadece göç yoluyla büyüdüğünü gösteriyor. Göçmenler olmasaydı Avusturya 6,6 milyon nüfusa sahip bir ülke olacaktı.
Sosyolog, göç ve işgücü piyasası uzmanı August Gächter’e göre, “muhtemelen, 1970’lerden itibaren Avusturya’ya göç olmasaydı, bu durumda yükseköğretimin genişlemesi olmazdı. “
Avusturya böyle olurdu, eğer 1960’ların ve 1970’lerin başındaki konuk işçiler, başlangıçta planlandığı gibi, kendi ülkelerine geri dönselerdi. Veya AB’ye 1995 yılında katılım sonrası, diğer birçok AB ülkesinin vatandaşlarının Avusturya’da çalışmasına yönelik yasaklar sadece geçici değil, kalıcı olsaydı. Bütün bunlar olsaydı, 1,970,300 göçmen Avusturya’da olmayacaktı.
Başbakan Karl Nehammer, bugün kendisine oy veren Avusturyalıların dedelerinin gönderilmemesini hata olarak görüyor… Peki hata sonucu burada kalanlar, başbakanının bu vefasızlığını nasıl görecek? |© DV | Adem Hüyük